Tarih’in Karşısında Peygamber Muhammed-1

 

Tarih’in Karşısında Peygamber Muhammed-1



Geçende Reddit isimli bir sosyal mecrada müslüman bir genç(?) Beni Kureyza olayında yahudilerin infazı ve kadın ve çocuklarınn köle statüsünde sahabelere dağıtılmasından hareketle “Nasıl olur da Peygamber Muhammed ideal bir ahlaki şahsiyeti temsil edebilir?” diye bir sorgulamasını görmüştüm. Buna karşılık başka bir kişi de yanıt olarak Peygamber’in tarihsel koşullara bağlı olduğunu ve bu dönem için böylesine bir olayın meşru görülebileceğini iddia etti. Ancak bu kişiye yanıt gecikmez ve yine aynı müslüman genç “Bu nasıl bir peygamber ki tarihsel koşullardan etkilenebilir ve bu tarihsel koşullar ona ahlaki olmayan davranışlar yaptırabilir?” diye bir soru yöneltir.(1) Aslında bu bakış açısından hareketle Peygamber Muhammed’e gerek Türkiye ateistleri gerekse de Batı’da İslam üzerine yazıp çizen geniş bir kitle tarafından yöneltilen pek çok eleştiri söz konusudur. Ancak bu eleştirilerin ortak noktası, bana sorarsanız, Peygamber’in tarihi kişiliğini anlayamamaktan ve Peygamber ile irtibat kurmanın yöntemini kavrayamamaktan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu sorun hem inanç tartışmalarını hem de teolojik konuları içermektedir. 

Öncelikle Peygamber Muhammed’i eleştirmek, aslında bir anlamda, tarihsel bir şahsiyeti eleştirmek anlamına geliyor. Tarihsel bir şahsiyeti eleştirirken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi şudur: “eleştirilen tarihsel şahsiyet her kimse, o kişi yaşadığı dönemin ve coğrafyanın şartları gözetilerek eleştirilir.”. Bu meseleyi daha iyi anlatabilmek adına basit bir örnek olarak II. Mehmet -yani Fatih Sultan Mehmet- verilebilir. Şüphesiz ki II. Mehmet dünya tarihinde eşi benzerine az rastlanan bir komutandır ve dünya tarihinin kaderini belirlemiştir. Nitekim pek çok tarihçi de bu fikirdedir. Ancak II. Mehmet’in yaptığı şeyler -savaşlar, monarşik bir düzen, gayrimüslimlere uygulanan politikalar vs.- modern dünyada yani 21. yüzyılda gerçekleşiyor olsaydı muhtemelen hepimiz ona, şu anki baktığımızdan çok daha farklı bir şekilde bakıyor olurduk. Bunun sebebi her tarihsel şahsiyetin yaşadığı tarihsel bir zaman ve coğrafya vardır ve tarihsel şahsiyetler de kendi zamanına ve mekanına göre değerlendirilmelidir. Yani bugün birisi çıkıp da II. Mehmet’i demokrasiyi ya da küresel barışı savunmadığı için suçlaması rasyonel ve adil bir suçlama kabul edilemezdi. Çünkü II. Mehmet’in muhtemelen bu kavramlardan haberi dahi yoktu

Peki aynı savunma Peygamber Muhammed’e getirilen eleştirilere karşı savunmak maksadıyla kullanılabilir mi? Mesela Peygamber Muhammed döneminde de savaşlar, katliamlar, kölelik ve çok eşlilik gibi kurumlar ve olaylar fazlasıyla yaygındı -ki Peygamber Muhammed de en fazla bu olaylardan hareketle eleştiri almaktadır. O da savaşmış, savaşta köleler edinmiş ve dağıtmış, çok eşlilik yapmış… ancak bütün bunlar o dönemin bir çeşit normuydu ve sonuç olarak Peygamber de kendi döneminin normlarına göre hareket ettiği için eleştiri söz konusu olamamaktadır. 

Ama bana sorarsanız cevap bu kadar basit değil ve bu kadar basit de olmamalı zaten. Çünkü ortada söz konusu olan kişi bir Peygamber ve bu eleştiriler zaten onun bir Peygamber olmasından hareketle ortaya konulan eleştiriler. Bu sorunu, Peygamber’e getirilen eleştirileri ve buna dair sunduğum çözümü biraz daha açmama izin verin:

Öncelikle “Peygamber Muhammed’e getirilen eleştiriler” kavramına bu yazı bağlamında tanımlamamız gerekiyor çünkü Peygamber Muhammed’e getirilen eleştiriler pek çok farklı açılardan oluşuyor. Psikolojik hasta olduğundan tutun hukuki kararlarına kadar pek çok eleştiri mevcut ancak bu yazıda eleştirilerden kasıt belli bir kategorinin eleştirilerinden söz etmektedir. Bu kategoriye yazı boyunca “tarihsel kimlik eleştirileri” ismini vereceğim. Bu isimlendirmeyle kastım Peygamber Muhammed’in döneminde son derece normal olan, hiç kimsenin ahlaksızlık olarak görmediği ancak modern hukukun ve insanın gözünde bir çeşit barbarlık olarak görülen tarihsel vakalar vardır (Kölelik, savaşlar, çok eşlilik vb.) ve bu vakalara Peygamber Muhammed de karışmıştır. Haliyle modern insan ve modern hukukun gözünde barbarlık olarak görülen vakalara Peygamber Muhammed karıştığı için Peygamber Muhammed modern insan ve modern hukukun gözünde bir çeşit barbar olarak görülebilmektedir.

Ancak Peygamber Muhammed’i bir peygamber değil Peygamberlik iddiasında bulunmayan bir kişi yani sadece siyasi ve askeri bir lider olarak görürsek bütün bu tarihsel kimlik eleştirileri geçersiz olacaktır. Bu liderin yaşadığı dönem (7.yüzyıl) ve coğrafya (Arap Yarımadası) zaten modern İslamolojinin kurucusu Ignaz Goldziher’in de belirttiği gibi barbarlık dönemidir(2). Örneğin eğer bir kabile sizin müttefikiniz değilse ona her türlü şeyi yapmak mübahtır(3). Kervan baskınlarıysa Araplar için ticari hayatın bir normaliydi. Kölelik ise sosyal düzenin ayrıl(a)maz bir parçasıydı. Eğer bahsettiğiniz kişi bir ahlak reformcusu değilse bu kişinin hayatında yaptığı savaşlar, suikastler, evlilikler ve sahip olduğu köleler fazlasıyla normal karşılanması gerekir ve hatta “sadece kendisine yöneltilen eleştiriler” baz alındığında bile kendi dönemine göre fazlasıyla ilerici ve merhametli bir komutanla karşı karşıya kalırsınız(4) çünkü bu kişi yaptığı savaşlarda dönemine göre oldukça merhametli bir şekilde davranmıştı, keza kölelere muamelesi de dönemine göre oldukça ilericiydi ve yaptığı çok eşliliklerin neredeyse hepsinin ardında siyasi ve stratejik gerekçeler yapıyordu ki zaten o dönemde siyasi liderlerin çok eşli olması yaygın olan bir şeydi. 

Ancak bu kişi bir “Peygamber” olduğunu iddia etmişse belli başlı bazı sorular kaçınılmaz hale geliyor. Çünkü Peygamber Modern modern dünyada etik olarak görülmeyecek davranışlar yapmıştır ve pek çok müslüman da bu kişinin kendi şahsını ideal ve evrensel ahlakın “kendisi” olarak görmektedir. Müslümanlar, Peygamber Muhammed’in ahlakı için ideal ve evrensel nitelemelerinde bulunurken Modern Batı da bu tarihsel kimlikli eleştirilerini ortaya koyarak bu kişinin kesinlikle ideal ve evrensel ahlaka sahip olamayacağı görüşündedir. Sonuç olarak, Peygamber Muhammed bu davranışlarından ötürü modern dünyanın akademilerinde yargılanmaktadır. Oryantalistler, islamofobik yazarlar ve pek çok Avrupalı islamofobik siyasetçiler bu mahkemenin hakimleridir ve Peygamber Muhammed’i yargılamaktadır. Bu mahkemede müslümanlar ise adeta acemi ve bir o kadar da savunmacı yaklaşıma sahip bir avukat misali Peygamber Muhammed’i savunmaktadır. Ancak yargılamada da savunmada da gözden kaçırılan bir husus vardır: yargılanan kimliğin de elinde sonunda tarihsel bir kimliğe sahip olması.

Tarihsel kimlikli eleştirilerden hareketle oluşturulan sorulara bir göz atalım:

Peygamber Muhammed’in Mekke’ye karşın ekonomik ambargo uygulamak maksadıyla kervanlara vur-kaç taktiğiyle baskın yapması ya da yapmaya girişmesi veya bu baskınları düzenlemesi etik midir? Peygamber Muhammed’in Mekke’ye karşın ekonomik ambargo uygulamadan veya kimseye hiçbir açıdan zarar vermeden, onları zayıflatması ve dini benimsetmesi mümkün müdür? Peygamber Muhammed’in kölelik uygulamasına izin vermesi etik midir? Peygamber Muhammed’in Aişe ile 9 yaşında evlenmesi evrenselleştirilebilir bir uygulama mıdır? Peygamber Muhammed’in Beni Kureyza katliamında ergenliğe girmiş tüm Yahudileri kılıçtan geçirme emrini tasdik etmesi etik midir?Bunlar etik değilse ve evrensel olarak kabul edilebilecek uygulamalar değilse Peygamber Muhammed bu uygulamaları neden yapmıştır? Peygamber Muhammed’in bütün bu listelediğim davranışları günümüzde de uygulanabilir mi ve daha da önemlisi uygulanmalı mı? 

Eğer bu soruların hepsine cevabınız “evet” ise çözülmesi gereken bazı sorunlar çıkacaktır. Çünkü birisi çıkıp “Peygamber nasıl kendi siyasi yapılanmasını Medine’de kurduysa ve Mekkelilerin kervanlarına saldırarak ekonomik ambargo uyguladıysa(5) biz müslümanlar da birlik olarak bir yerde toplanmalı, farklı devletlerin ticari araçlarına baskın düzenleyerek el koymalıyız.” deseydi muhtemelen hak verilirdi. Bunları yapan kişiler Peygamber Muhammed’in yaptığı şeylerin aynısını yapmaz mıydı? Bugün bu yapılanların pek çoğunu IŞİD yapmıyor mu? 

Bu soruya “hayır.” denilirse de daha farklı bir sorun ortaya çıkacaktır. Bu sorun da modern hukukun ve etiğin gözünde barbarlık ve gericilik olarak görülen pek çok şeyi -aslında modern hukukun ve etiğin de ayrı olarak sorgulanması gerekiyor(6)- yapan kişi bir Peygamberdir. Peygamber olması, yukarıda da belirtildiği üzere, aynı zamanda onun evrensel ve ilahi olan ahlaki bir ideali temsil ediyor olması anlamına gelir. Yani sonuç olarak şöyle bir önerme ortaya çıkıyor: evrensel ve ideal ahlakın temsilcisi, barbarca ve gerici olan şeyler yapmıştır. Ancak bu ifade de mantıksal açıdan imkansızdır. 

Öyleyse bu sorunun cevabı belki de “evet” ve “hayır” cevaplarını aşmakta ve daha derin ve dikkatli bir düşünmeye bizi davet etmektedir. Peygamber’i davranışlarında tarihsel olanı ve evrensel olanı anlamak zorundayız. Bunu yaparken tarihsel olanı, evrensel olana yaklaştırmak yani evrensel olanı merkeze alarak Peygamber’in tarihsel olan davranışlarını evrensel olanın ışığında incelemek ve anlamamız gerekir. Çünkü peygamber zamanı ve mekanı aşacak ilahi bir hitaba muhatap olsa da sonuç itibariyle tarihsel koşullara bağlıdır. Dönemin savaş ve devlet hukukunu sürdürmüş ve bu konuda kökten değiştirici bir yenilik getirmemiştir ve getirmesi de tarihsel koşullar dikkate alındığında neredeyse imkansızdır. Bu konuda kölelik örneği verilebilir. 

Kölelik Örneği

Peygamber Muhammed köleliğin kaldırılması maksadını taşıdığını düşündüğüm pek çok yenilik yapmasına rağmen köleliği, kız çocukların gömülmesine ya da gereksiz yere bir kişinin öldürülmesine karşı olan tutumu gibi, tamamen kaldırmamıştır ve bu sebeple de sık sık eleştirilmektedir. Köleliğin kaldırılmasına yönelik tedbirler olarak şunları zikretmek mümkün:

Ancak Peygamber Muhammed döneminde kölelik Arabistan bölgesinin neredeyse tamamında yaygındı ve toplumsal sistemin temellerinden birini oluşturuyordu. Sadece Arabistan Yarımadası değil o dönemde fazlasıyla yaygın olan bir kurumdu. Keza o dönemin en büyük imparatorluklarından biri olan Roma İmparatorluğu’nun da sosyal sistemi kölelerden kaynaklıyordu. Peygamber Muhammed’den yüzyıllar sonra dahi durum bu şekilde olmaya devam etti. Yani demem o ki Peygamber Muhammed, köleliği kaldırsaydı bu muhtemelen hem Arabistan toplumsal sistemi açısından bir çöküş ya da kırılma olurdu İslam’ı sonraki yüzyıllarda bir hukuk sistemi haline getirecek alimler açısındansa neredeyse imkansız bir iş olurdu. 19. yüzyıla gelindiğinde Abraham Lincoln köleliği kaldırdığını açıklamıştır fakat kölelerin hür yaşamı için gerekli altyapı sağlanamadığından ötürü köleler eski yaşamlarına geri dönmek durumunda kalmışlardır. Dolayısıyla Peygamber Muhammed köleliği tamamen kaldırdığını ilan etmese de köleliği tedricen kaldırmaya yönelik önlemler almış fakat müslüman toplumlar “Peygamber’in açtığı bu yolda izinden ne kadar gidebilmiştir?” sorusu halen tartışma konusudur. Bununla birlikte her ne kadar tarihsel koşullara bağlılık söz konusuysa da bu tarihsel koşullar, Peygamber Muhammed’in maksadını anlamamıza engel değildir. İslam dininin kölelik kurumunu -tarihsel koşullar gerekçesiyle- tamamen kaldırmasa dahi bu kurumu yeniden tanımlamıştır. Yani kölelik denildiğinde aklımıza gelen genel bir resim olan “büyük bir kayayı taşıyan ve yarı çıplak, kan ve ter içinde kalmış olan iki zenci ve başlarında kırbaçla bekleyen bir İngiliz” gelmemelidir. Peygamber Muhammed, kölelik kavramının içini boşaltacak yeni reformlar yapmış ve böylece kölelik, en azından teorikte, düşünüldüğü kadar acımasızca bir kurum değildir.(7)

Dolayısıyla Peygamber Muhammed, kölelik kurumunu kaldırmamışsa da -tarihsel koşullar gereği- kendi dönemi açısından muhtemelen kölelik adına yapabileceği reformları düzenlemiştir. Bugün günümüzde bir kişi nasıl sosyal eşitisizliği kaldırmadığı için ahlaksız olarak yargılanamıyorsa Peygamber Muhammed de yargılanmamalıdır çünkü onun zamanında tarihsel olan koşulların verdiği imkan ancak bu kadardı. 


Yasin

(1)https://www.reddit.com/r/AskHistorians/comments/1oti7k/whats_the_real_story_of_the_banu_qurayza_genocide/

(2)https://islamansiklopedisi.org.tr/cahiliye

(3)Muhammed Medine'de, Montgomery Watt

(4)Muhammed Medine'de, Montgomery Watt

(5)https://islamansiklopedisi.org.tr/seriyye

(6)Wael b. Hallaq'ın çalışmaları bu noktada incelenebilir. 

(7)https://islamansiklopedisi.org.tr/kole

Yorumlar

👉 popüler yayınlar