Geç Kalmak ve Bekletilmek

 

Erdoğan'ın Moskova ziyaretinde Putin tarafından bekletilmesi, Mart 2020

 

 

Geç kalmayı anlamlı bir şey olarak ele alabilir miyiz? Zamanında gittiğimiz bir buluşmada bekletildiğimizde bize dolaylı yoldan bir şey mi söylenmektedir veya biz bir yere ‘elimizde olmadan’ geç kaldığımızda farkında olmadan bir tepki mi göstermekteyiz?

Meksika’da saat 6’da davetli olduğunuz bir yemeğe iki saat geç gitmenizin hiçbir mahsuru yoktur. Hatta ev sahibini utandıracak şekilde hazırlıksız yakalamamanız için hiç olmazsa en az yarım saat geç gitmeniz beklenir. Fakat bu davet İsviçre’de ise, o zaman buluşma saatinden 5 dakika önce zili çalmanız gereklidir, aksi takdirde geç kalmanız ‘sizden daha öncelikli işlerim var o yüzden geç kaldım’ anlamına gelen bir hakaret olarak kabul edilir. 

Kültürler arası geç kalma durumunun bu kadar farklı anlamlara gelebilmesini anlamamızda antropolog Edward T.Hall, monokronik ve polikronik kavramlarını sunuyor. Ona göre Kuzey Avrupa ve Amerika gibi monokronik kültürlerde insanlar günlük işlerini önem ve öncelik sırasına göre düzenleyip, en önemliden başlayarak önemsize doğru sıralarlar.  Dolayısıyla zamanlama, arka planda bir önem ve öncelik anlamı taşır. Latin Amerika ve Akdeniz ülkeleri gibi polikronik kültürlerde ise insan ilişkileri, günlük karşılaşmalar, selamlaşmalar, aile ve arkadaşlar; yani insanlar arası alan en öncelikli ve önemdeki şeylerdir. Dolayısıyla önemli bir toplantıya giderken yolda karşılaştığınız bir arkadaşınızla sohbete dalıp toplantıya 20 dakika geç gitmeniz çok anlaşılabilir bir durumdur.

Kültürel farklılıklara rağmen geç kalma davranışına anlam yükleyebilmemiz ve onu analiz edebilmemiz için belirli özellikler gösteriyor olması gerekir. Bir davranışa anlam yükleyebilmemiz için sadece belirli durumlarda veya koşullarda ortaya çıkıyor olmasını bekleriz. Yani bir ölçüde ‘pattern’(örüntü) göstermesi gerekir. Sürekli her yere ve herkese geç kalan birisi tarafından bekletildiysek bu pek anlamlı olmayabilir ama belirli özel durumlarda ve zamanlarda geç kalıyorsa bir kişi, o zaman bu davranışın arka planında geç kalınan şey ve o kişi arasındaki ilişkiye dair anlam arayabiliriz.

Fakat geç kalmanın anlamlı bir davranış olabilmesi için aynı zamanda rastgelelik de barındırıyor olması gerekir. Mesela her zaman aşağı yukarı yarım saat geç kalan birisiyle buluşacaksak o zaman biz de o kişiye buluşma saatini yarım saat öncesi olarak söyleriz, yani onun çok belirli olan geç kalma örüntüsüne akomodasyon gösteririz ve sorun çözülür. Sonuç olarak aslında geç kalma davranışı boşa düşmüş ve kişi geç kalamamış olur. Yani sanki zaman algısı yanlıştır ve her nasılsa belirlenen her saati yarım saat sonrası olarak algılamaktadır.

Geç kalma davranışına anlam atfedebilmemiz için hem belirli bir düzeyde pattern göstermesi, hem de aşırı derecede tahmin edilebilir olmaması; yani dışarıdan bakıldığında bir ölçüde rastgelelik de barındırması gerekir.

 

 

Bir Eylemin Anlamı: Acting Out(Eyleme Dökme) ve Passage to the Act(Eyleme Geçme)

Bu iki terim de Freud’un ‘Agieren’ olarak kullandığı Almanca terimin çevirileridir. Freud bu ikisi arasında ayrım yapmamış olsa da Lacan 1962’deki Kaygı seminerinde bu ikisi arasında bir ayrım yapar.

Başkalarıyla iletişim kurmanın veya onlara bir mesaj iletmenin tek yolu sözcükler değildir. Bazen sözcükler iletişim kuramamanın yegane yolu bile olabilir veya bir yerde konuşulması yasaklanmış, ifade edilemeyen, üzerine konuşulamayan bir konu olabilir. Ötekinin sağır olduğu durumlarda mesaj sözcüklerle iletilemez ve eyleme dökülerek(acting out) ifade edilir. Bu durumlarda ötekinin bakışı altında bir eylem sahnelenir. “Eyleme dökme(acting out) simgesel bir açmazı(bir simgeselleştirme, sözcüklere dökme imkansızlığını) bir eylem yoluyla(bu eylem hala şifreli bir mesajın taşıyıcısı işlevini görse bile) yıkıp geçme girişimidir.”(Yamuk Bakmak, Zizek)

Konversion bayılmalarını bir eyleme dökme(acting out) örneği olarak verebiliriz. Konversiyon bozukluğu sonucu gelişebilen bayılmalar; kişide hiçbir organik bozukluk bulunamamasına rağmen, ruhsal olarak zorlanılan yer ve durumlar karşısında ortaya çıkan, bilinçdışı bir şekilde gelişen bayılma nöbetleriyle kendini gösterir. Bu bayılmalar neredeyse her zaman başkalarının olduğu ve kişinin izlendiği anlarda gerçekleşir: yani bir sahnede. Bayılma gerçekleşirken, düşülen yer sanki özellikle seçilmiş gibidir, yani tehlikeli bir düşme gerçekleşmez. Konversion bayılmalarına örnek olarak Aşkı Memnu’da Nihal'in meşhur bayılma nöbetlerinden bahsedebiliriz.

Eyleme geçme(passage to the act) durumunda ise artık öteki ile iletişim zemininden, simgesel ağdan ve toplumsal bağların düzleminden çıkılmıştır. Artık burada eylem ötekine dolaylı yoldan bir mesaj niteliği taşımaz. Burada eyleme dökmede olduğu gibi aşılmaya çalışılan bir simgesel bir açmaz ve eylemin gerçekleştiği bir sahne yoktur, kişiliğin çözülmesi ile sahneden çıkış gerçekleşmektedir. Genellikle psikotik alevlenme dönemlerinde sıkça görülse de, bunun olması için kişinin psikotik yapıda olması zorunlu değildir. Kişilik yapısının çözüldüğü bir andır dolayısıyla özne saf bir nesneye dönüşür. Bu eylem bir anlam içermez yani manidar değildir.

Tüm ülkelerin ceza kanunlarında psikotik yapıda kişilerin gerçekleştirdiği suç eylemlerinde hafifletici veya eylemlerden tamamen sorumlu tutulmamalarını bile sağlayabilecek kanunlar bulunur. Bu kanunlar gerçekten gerekli ve mantıklıdır, çünkü eyleme geçme durumlarının gerçekleştiği bir toplumsal zemin bulunmaz yani bir kasıt da bulunmaz. Bu dürtüsel suç eylemleri neredeyse bir doğa olayı gibidir. Yani depremde öldürdüğü ve yaraladığı insanlardan dolayı yer kabuğunu yargılayıp hapse atmıyorsak, bir psikotik alevlenme döneminde gerçekleşen eyleme geçme durumundan dolayı da kişiyi yargılamamamız gerekir çünkü ortada bir simgesel ve özne kalmamış, kişilik çözülmüş ve nesneye dönüşmüştür.

Eyleme dökme ve eyleme geçme arasındaki farkı intihar girişimiyle de açıklayabiliriz. Bazı intihar girişimleri ölmek için gerçekleştirilmez fakat ölmemek için de gerçekleştirilmez. Yani ötekinin girebileceği, müdahele edebileceği bir alan bırakılır, sağır bir ötekine iletilen bir mesaj vardır; eğer mesaj alınırsa kişi kurtulur, alınamazsa kurtulamaz. Reçetesiz alınabilen ilaçların çoğu ve en sık kullanılan antidepresanlar gibi ilaçlar çok yüksek dozlarda alınsa bile ölümcül olmayacak ilaçlardır. Yardım edebilecek başka insanların olduğu bir yerde intihar girişimi veya tam da bir aile üyesinin eve geleceği ve dolayısıyla müdahele edebileceği saatte gerçekleştirilen bir girişim bu türden yani eyleme dökme biçimindeki girişimlerdir. Bileğe yapılan küçük bir kesi, büyük ihtimalle öldürmeyecek bir yükseklikten yapılan bir atlayış, çok yüksek dozlarda dahi ölümcül olmayan ilaçlarla gerçekleştirilen intihar eylemlerinde, çok geç müdahele edilmediği sürece, çoğunlukla kişi kurtarılır. Fakat zamanında müdahele edilmezse kurtarılamaya da bilir. Yani ötekine müdahele edebileceği sınırlı bir alan bırakılmış, ötekine yöneltilen bir çağrı bulunmaktadır, bu bir eyleme dökme durumudur. Kişi kurtarılsa bile sonraki süreçte gerekli psikiyatrik müdahele gerçekleştirilip kişinin psikososyal çevresinde değişiklikler yapılamazsa, yani öteki tarafından mesaj alınamazsa, kişi tekrar girişimde bulunur ve büyük ihtimalle bu sefer daha ölümcül bir yol seçecektir.

Öte yandan bazı intihar girişimleri ise kesinlikle ölmek içindir. Ası yoluyla, ateşli bir silahla, çok yüksek bir binadan atlayış ile gerçekleştirilen eylemler çok yüksek ihtimalle ölümle sonuçlanır. Burada ötekine bir mesaj veya çağrı yoktur, artık burada bir eyleme geçme durumu vardır. Toplumsal ve simgesel zemin parçalanmış, kişilik çözülmüştür. Bu kişiler düşük ihtimalle de olsa kurtarıldığında ve sonrasında gerekli psikiyatrik müdahele yapıldığında bile tekrar intihar girişimleri gerçekleştirebilirler. Yani tekrar eyleme geçmeyeceklerinin garantisi azdır.

Eyleme dökme ve eyleme geçme arasındaki bu şifreli mesaj farkını örneklerle tartıştıktan sonra ana konumuza dönüp geç kalma eylemini ötekine bir mesaj içeren, eyleme dökme-acting out olarak ele alabiliriz. 

 

 

Bekletmenin Politiği

 

Birini bekletmek, onun itibarını düşürmek açısından sözlü olarak onun önemsizliğine vurgu yapan sözcükler söylemekten çok daha etkilidir muhtemelen ki politik alanda bekletmenin bir politik silah olarak kullanılmasının çok fazla örneğini görebiliyoruz. Zaman geleneksel olarak hep iktidardakilerin elinde olmuştur. Önemli işleri olan kişinin zamanı azdır ve daha değerlidir dolayısıyla istediği kişiyi istediği kadar bekletebilme hakkına sahip olur. Bu bekletme bazen belirsiz bir süre için, yani bekleyende bekleyişin bitmeyeceği izlenimi uyandırarak gerçekleşir. “Her güç ilişkisi bir zaman ilişkisidir"(Gecikmeye Övgü)  

Ötekini bekletmek gibi, geç kalmak aynı şekilde bize iktidar duygusu verebilir. ‘Senin zamanına el koyuyorum, beni bekleyeceksin’ demektir bu eylem dolaylı olarak. Manipulasyon burada zamansal açıdan işlemektedir. Çağımızın kabalığı başkasının zamanını hesaba katmamak ve ötekinin zamansal farklılığına gözünü kapatmaktır.

 “Aslında bekleme ve bekletme yeni bir hiyerarşi yaratmaz veya güç dengelerini değiştirmez, sadece başlangıçta mevcut olan güç dengesini vurgulayıcı bir rol oynar.”(Body Politics) Dolayısıyla sahip olmadığınız bir üstünlüğü geç kalarak vurgulamaya çalışırsanız elinize yüzünüze de bulaştırabilirsiniz.

Bekletmenin ve gecikmenin üzerimizdeki bu etkilerine benzer şekilde mekanın da etkilerinden bahsedebiliriz. İnsan ilişkileri ve algısı açısından mekan ve zaman aslında çok da ayrı şeyler olmayabilir. Fizikte birlikte kullandığımız ‘uzay-zaman’ kavramı ya da gökcisimlerinin uzaklığının ışık yılıyla ölçülmesi, bu iki kavramın aslında ne kadar yakın olduğunu göstermektedir.

Yakın olduğumuz birisi bizi uzun bir süre bekletse bile rahatsız olmayabilirken hiç yakınlık kurmadığımız yabancı birisi bizi birkaç dakika bile bekletse çok rahatsız olabiliriz. Yakın olduğumuz kişiye seve seve saatlerimizi verebilirken, sokakta adres soran yabancı birkaç saniyemizden fazlasını istediğinde rahatsız olabiliriz.

Zamanın kişilerarası yakınlık ile bu ilişkisi, mekan için de geçerlidir. Yakın olduğumuz bir kişinin 25 cm kadar yaklaşması veya dokunması rahatsız edici olmazken, tanımadığımız birisinin bize bir metre bile yaklaşması rahatsız edici olabilir.  Bu yüzden büyük bekleme odalarının tercih edilmesi, birbirini tanımayan insanların aynı ortamdaki uzun bekleme sürelerini daha tahammül edici kılacaktır.

Güçlü olan taraf bekleme süresine karar verdiği gibi uzaysal yakınlığa da o karar verir. Hiyerarşide aşağıda olana istediği kadar yaklaşma insiyatifine sahiptir.  Özetle, ötekiyle aramızdaki yakınlık ve güç hiyerarşisi, ona zamansal ve mekansal tahammülümüzde belirleyici olan iki faktördür.

Garip tokalaşma ritüelleriyle bilinen Trump
 


Anne-Bebek İlişkisinde İlk Gecikmeler

“Yalnızca bebek diye bir şey yoktur.”  ~Winnicott

Anne ve bebek ilişkisindeki ayrılamazlığı vurgulamak için tek başına bebek diye bir şeyin var olmadığını söyler Winnicott. Tek başına bebek de yoktur anne de yoktur; var olan anne-bebek ikilisidir. Elbette burada anne derken biyolojik anneden değil bebeğe bakım veren kişiden bahsedilmektedir. Winnicott'un 'birincil annelik uğraşı'(primary maternal preoccupation) adını verdiği bu süreçte anne kendini unutmuş, tamamen bebeğine adanmış bir haldedir. Anne sadece bebek için var olmaya devam eder; kokusuyla, kalp atışlarıyla, nefes alıp vermeleriyle bebeğin onu her yönden algılaması için orada bulunmaktadır. Bebeği tesadüflerden ve şoklardan koruyarak süreklilik içeren bir ortam sağlar. Bebek için anne ayrı bir nesne değil kendi vücudunun bir uzantısı gibidir. Annenin neredeyse psikotik olan bu geçici durumuna Winnicott ‘normal delilik’ adını verir. Bu safhada henüz hiçbir gecikme bulunmaz. Bebeğin ihtiyaçlarıyla doyurulmaları senkronizedir; ağlar ağlamaz meme, bulabileceği yerde bitiverir. Yeterince uzun bir süre deneyimlenmesi gereken bu evrede henüz arzu ve doyum birbirinden ayrılmış değildir. Yeterince iyi bakım gören bebek, ihtiyaç duyduğu rastlantıları kendisinin yaratabileceği inancını ve yanılsamasını duymaya başlar. Bu, Freud’un tümgüçlülük yanılsaması dediği şeydir. “Eğer anne memeyi tam zamanında vermemiş olsa bu yanılsama gelişemez.” Yani burada gecikmeye tahammül yoktur henüz. Anne ve bebeğin yapışık olduğu; annenin ‘normal deliliğe’ yakalandığı bu hayati evreye girebilmek ve zamanı geldiğinde ise çıkabilmek için annenin 'yeterince' sağlıklı olması gerekir.

 “Bebek, kendi eylemlerinin doğurduğu sonuçların, kendi niyetleriyle uyumlu olduğu konusundaki inancını aşmak zorundadır. Arzu, doyumun sigorta poliçesi değildir.”

~Adam Philips, Flört Üzerine 

Yeterince uzun süre deneyimlendikten sonra bu tümgüçlülük evresinin olabildiğince az sarsıntılı şekilde son bulması gerekir. Artık annenin geç kalması gerekir. Her ağladığında memenin anında ağzında bitivermemesi, ihtiyaçlarının artık gecikmeli şekilde doyurulması gerekir. Yani annenin yaptığı gecikmelerle, anne-bebek ikilisinin ‘yeterince iyi’ senkronizasyonunun bozulması gerekir. Bu sayede anne ve bebek yapışıklığı son bulur ve iki ayrı kişi oluşabilmesi için gerekli şartlar oluşmaya başlar. Anne tedrici şekilde gecikmenin dozunu artırmalıdır. Bebeğin küçük hayal kırıklıkları yaşadığı, mikrotravmatik bir süreç gerçekleşir. Bu sayede bebeğin arzusunun doğabilmesini için gereken alan açılmış olur. Gecikmeler sayesinde annenin kendi vücudunun bir uzantısı olmadığını anlar ve annenin arzusunun sadece kendisine yönelmiş olmadığını fark eder. Psikotik anne-bebek ikiliği son bulur ve yerini üçgenleşen bir yapıya bırakır.

Geç kalmak, senden daha öncelikli işlerim de olabilir demektir. Tek arzum nesnem sen değilsin, başka şeyleri de arzu ediyorum, senden başka yere bakabilirim demektir. Bu, çocukta hayal kırıklığı yaratır ama yaşanması ve tahammül edilmesi gereken bir hayal kırıklığıdır özne olma yolunda.

Ergenlerde geç kalma davranışına da farklı bir perspektiften bakabiliriz. Bazen geç kalan ve erteleyen ergen sağlıklıdır. Yapması gereken şeyi erteleyen, belli bir saatte olması gereken yerde olmayıp geciken ergen, benlik gücünü ortaya koymaktadır. “Şimdi değil, sonra yapacağım. Ben senin kölen değilim, robot değilim. Bana biraz markaj tanı, insiyatif alayım.” demek istemektedir.  Erteleme ve geç kalma davranışları çocuk ve ergenlerde önemli bir savunma mekanizmasıdır. Bunlara izin vermek, ona zamansal açıdan belirli bir insiyatif alanı tanımak onun benlik gücünü artıracaktır.

 

“Annenin rolü annenin “hoşlaşma”sıdır. Bu çok mühimdir çünkü annenin “hoşlaşma”sına öyle kolayca katlanamazsınız, öyle kolay kolay “farketmez!” diyemezsiniz. O hep tahrip eder, etmez mi?

Dev bir timsah –değil mi?– sizi ağzının içine almış, işte anne budur, değil mi? Üzerine nasıl bir hal gelip çenesini kıstırıvereceği asla bilinemez. Annenin arzusu budur.”

Lacan, Seminer 17. (çeviri:Işık Barış Fidaner)

 

Aşırı Dakiklik

Geç kalmanın bir de tersi vardır; aşırı dakiklik. Bazı insanlar geç kalamazlar. Geç kalmaya çalışsalar bile ne yapar ne ederler, aksi yöndeki tüm çabalarına rağmen oraya tam vaktinde ulaşırlar. Böyle olduğu gibi bir de çok tahammülsüzdürler geç kalınmaya. Buluşmaya sadece 3 dakika geç kalmış bir arkadaşına bile nefret dolu gözlerle bakabilirler. Randevu öncesi kaygılanır, erkenden yola çıkar gerekirse erken ulaşıp buluşulacak yerin çevresinde yarım saat boş boş dolanır ama asla geç kalmaz, kalamaz.

Bu aşırı hassasiyetin de altında bir şeyler yok mudur? Bu konuda fazlaca kaygılanmak, bekletilmeye, geç kalınmaya aşırı tahammülsüzlük de kompulsiyona benzemektedir ve bir anlam barındırıyor gibidir. Her şeyi “doğru”, kitabına uygun yapmak için bu aşırı çaba şu anlama geliyor olabilir: Buluşmaya gereken özeni “gösteriyor görünmek”, geç kalanları gereken özeni göstermemekle suçlayabilmek için bir imkan sağlıyor olabilir. Duygusal paylaşım içeren yakın bir ilişki kurabilmek için gereken yüzeysel şeylere aşırı dikkat ediyor gibi görünmek aslında onu sabote etmenin en kesin yolu olabilir. Sonuçta tam zamanında gittiği o randevuda iyi bir duygusal paylaşım imkanı olmazsa geç kalan arkadaşını suçlayabilecek, kendini ise aklayabilecek bir argümana sahip olmuştur. Gerçek verimli bir teması engelleyen bilinçdışı baltalamalar fark edilmesin diye, iyi niyetin ve işbirliğinin bu dışsal tezahürlerine aşırı dikkat, bilinçdışı bir savunma mekanizması gibi görünmektedir.

 

 

                                                                               Yazan: Mehmet Fatih Akpek


 

Kaynakça

  • Christopher Bonovitz (2021) The Waiting Room as an Extension of the Treatment: Transference and Countertransference across the Consulting and Waiting Rooms, Psychoanalytic Dialogues, 31:1, 50-62, DOI: 10.1080/10481885.2020.1863078
  • Kegerreis Sue (2013), ‘When I Can Come on Time I'll be Ready to Finish’: Meanings of Lateness in Psychoanalytic Psychotherapy, https://doi.org/10.1111/bjp.12053
  • L’Heuillet Helene, Gecikmeye Övgü, YKY Yayınları, 2022.
  • Nancy M. Henley, Body Politics: Power, Sex, and Nonverbal Communication, PRENTICE-HALL, INC 1977.
  • Phillips A., Flört Üzerine, Ayrıntı Yayınları, 2023.
  • Steven H. Cooper (2021) Waiting in Rooms: Discussion of Paper by Christopher Bonovitz, Psychoanalytic Dialogues, 31:1, 69-76, DOI: 10.1080/10481885.2020.1863083
  • Winnicott D. W., Oyun ve Gerçeklik, Metis Yayınları, 2019.
  • Winnicott D. W. (1948). Pediatrics and Psychiatry. The British journal of medical psychology, 21(Pt. 4), 229–240. https://doi.org/10.1111/j.2044-8341.1948.tb01173.x
  • Zizek S., Yamuk Bakmak, Metis Yayınları, 2005.




 

 

 

 

Yorumlar

  1. Muazzam bir yazı olmuş tebrik ederim. Özlenen yazar.

    YanıtlaSil
  2. Günlük hayattan verdiğin örnekler dilinin sadeliği. Doğru yoldasın arkadaş. Senle kahve içmek isterim

    YanıtlaSil
  3. Fatih bey, daha fazla yazı lütfen.

    YanıtlaSil
  4. Ben psikoloji öğretmeniyim. Psikanaliz ile ilgilenen öğrencime sizin yazılarınızı okutuyorum. Baş ucu kaynağımsınız. Tekrardan agoranın yazılarını okumak güzel.

    YanıtlaSil
  5. Yazı güzel. Ama eleştirim var. Bazen kelimenin İngilizcesini ayraç içine almışsın bazen Türkçesi. Bu hoş değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız, bazı kelimeleri çevirmeden ingilizce halinde kullanmak istediğim için böyle bir durum oluştu. Teşekkür ederim eleştiriniz için.

      Sil
  6. Çok teşekkür ederim değerli yorumlarınız için.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

👉 popüler yayınlar