Hayat Müsveddesine Zeyl



Hatırlamaz oldu yazı sonbahar

Artık kimseler duymaz bülbülün sesini

Kimseler, hiçbir çocuk dikmez

Göğe meraklı gözlerini

Bedeni uyuşur çiftçinin

Uyuşturur sobası tek odasında evin

Tarlaları kanla sulamıştı ve

Unutmuştu cehennemî evini emeğin

Çinileri sökülmüştü

O adları bilinmez camiilerin

İşte az uzakta çatırdıyor mermerleri

Vandal bir ateşten Artemis'in


Ve ben dolaşıyorum

Dolaşıyor gözlerim Vladivostok'tan

Kaliforniya'ya kadar

Poyrazlar yırtamaz bu sancağı

Çünkü bu sancak, kumaşları yırtıp

Kalbini çeker bayrak direğine

Marşların kaynattığı pazular çeker

Nice galip gelen seferinden


Kalmamıştır artık hayatın kıyısında 

Dost, anne, baba...

Yalnız kader ortakları 

Ve müslümanları vardır 

Dikenleri süngüleşmiş güller bahçesinin

Köleler ve efendiler ayak altındadır

Gayrı sussun kemikleri un ufak eden

Big Ben'in çarklarının sesi

Moğol

Ayaklarıma inen damarlarımdan

Patlıyor deliyor saçılan kan

Tahakkümün yeni döktüğü asfaltı 

Bereketimden yabani otlar fışkırıyor

Fışkırıyor başı dik, gümüş kılıçlı

Tanrıların üstüne yürüyen çeriler

Yorumlar

👉 popüler yayınlar