Kent hakkı




Kapitalizin hala sürekliliğini sağlıyor olmasının en büyük sebeplerinden birisi, mekanı sürekli olarak yeniden üreterek kentsel krizler ve mekansal sıkışma yaratmasıdır. Bir diğer kapitalizmin temel gelişim dayanağı ise  "eşitiz coğrafi gelişmedir." Farklı Coğrafyalarda farklı kültür ve farklı ülkeleri kapitalist dünya pazarına hiç eşit olmayan bir şekilde katmaktadır. Sistemi yeniden üretirken kentin değişim değeri karşısında kentin işlevsel değerini yok etmektedir. Kent artık parsel parsel satılan ve kullanım değeri olamayan bir değişim değerine dönüşmüştür. Bir yurttaşın nihai görevi kent hakkını her halükarda gözetmesi ve gerekirse gezi parkı gibi sivil itaatsizlik gösteren gösterilerde kent hakkını müdafaa etmesidir. Lefebvrenin dediği gibi "Kent hakkı bir feryat ve talep gibidir…” 

Mekan kendini bu sistemde içkin olarak bir meta olarak üretmeye başlamıştır.  Şehirler artık is kokan bir hale bürünmüştür.  yaşam alanlarını adeta bir yerleşim yerine indirgemiştir. İktidarın kente hükmetme arzusu ile birlikte özneler kente yabancılaşmış  ve adeta kentler bir müzeye çevirilmiştir.  Şehrin kültürel ögeleri tinselliğini kaybetmiş ve turistler için bir tüketim nesnesi haline getirilmiştir.  Yurttaşların metânetle iktidar ve sermayenin dayattığı mekanlara karşı kendi istekleri ve talepleri doğrultusunda  ekolojik bir kent hakkı vermesi en büyük hakkıdır. Ülkemizde gezi parkında bu mücadeleyi veren insanlar tutuklanmış ve halkın iradesini hiçe sayarak seçilmiş bir milletvekili hala tutuklu halde tutulmaktadır. kent hakkı özünde radikal ve sisteme karşı bir haktır.Bu mücadeleyi sonuna kadar vermiş;Avrupa insan hakları mahkemesin serbest bırakma kararı verdiği Osman kavala, seçilmiş milletvekili Can Atay ve tüm gezi tutsaklarına özgürlük!

Oktay kavaz 

Yorumlar

👉 popüler yayınlar